Monday, February 14, 2005

14. Subat.. Sevgili’ler günü.. Ask Olsun!


© Beyaz Firin


Ey Sevgili,

Ask’in siirini yazmak isterdim sana; sana Ask’i siir ile yazmak isterdim.. Ask’i seninle tanimlamak ister, Ask’i sende tanimak isterdim. Ay ikiye bölündügünde yaninda olmak isterdim..


„Ask hal isidir, kal isi diildir“ diyerek sözü Iskender Pala'ya ve Mevlana'ya birakiyorum..

Ask... Kainatin yaratilis vetiresini, özünü ve esasini olusturmak bakimindan baslangici ezel gününe dayanan ve ebede kadar süreceginde süphe bulunmayan macera. .. Gönülleri terbiye eden, ruhlara derinlik katan, dimaglara yükseklik veren bir hüzün ve nes'e. Varlikla birlikte var olan, ve varlikta en son yok olacak olan. Baslangici ta ezel gününde; söyle: Kur'an'da anlatilir ki (Âraf, 171-172) „Allah, dünyada hicbir sey yok iken, hatta dünya yok iken ruhlar âlemini yaratti. Orada bütün ruhlari bir araya toplayip sordu: "Elestü bi-Rabbikum?!". Yani, "Ben sizin Rabbiniz degil miyim?" Ruhlarimiz bu soru karsisinda "Kâlû: Belâ!" Yani dediler ki; „Evet (süphesiz Sen bizim Rabbimizsin)". Bu meclis (bezm-i elest, ezel bezmi, elest meclisi), varligin ilk toplantisi idi ve bütün ruhlar orada birbirlerine sahit tutuldular; ta ki dünyaya geldikleri vakit, bir bedene girdikleri, ete kemige büründükleri vakit bu sözlerinden dönmesinler.. Ezel bezmi öyle bir meclis idi ki, orada yan yana olanlar, yakin olanlar, birbirlerini görenler, birbirleriyle konusanlar; bu dünyaya geldiklerinde de birbirleriyle yan yana ve yakin olur, bulusur veya konusurlar. İnsanlar arasındaki cag farklari, uzaklik ve yakinliklar ile biganelik ve âsinaligin temeli iste o ezel gününe dayanır..“. (I. Pala 13.01.2005)

Ve bende bu son yaziya ilave olarak baska bir söz daha ekliyorum;
„Ates-i Askinla yandir kalbimi subh-u mesa
Cünkü hayran olmusum ben bezm-i elest’e sana..”



Ask söze sigmaz, istemekle anlasilamaz. (Mesnevi, V / 2731)


"Gönüle dedim ki: 'Mümkün olurda söyleyebilirsen, söz sirasinda, dost derdimi, cektigim izdirabi anlat'. Gönül dedi ki: 'SeVGiLi ile bulusunca, saskinligimdan, hayranligimdan söz söyleyemem, ancak O'nu seyre dalar kalirim!" (Mevlana)


"Gönlüme dedim ki: 'Ey gönül, sevgilinin askindan cosmus, Ceyhun nehrine dönmüssün. Oysa, SeVGiLi yüzünü eksitmis sana karsi degismistir." Gönlüm güldü ve dedi ki: 'Bu bir masaldir, cünkü aslinda SeVGiLi bir sekerdir. Hic seker eksi olur mu?! Bunu kim görmüstür?!" (Mevlana)



"Piskinin halinden hic anlar mi ham?!" demis Mevlana. Sözü kisa tutmak makbul olanidir aslinda..