Monday, March 14, 2005

Ucak ya bir kez düser, ya iki..


©Bilinmiyor!?



.. Van ucagi düstü’ haber merkezlerine. Hemen gidilmesi gerekli. ‚Ben gideyim’ diyecegim Ali Kirca´ya ama Istanbul´daki arkadaslar ya kirilirsa?! Herkesin bir mazereti var hemen hemen. Göz göze geliyoruz Ali Kirca´yla. ‚Biz gideriz’ diye atiliyorum. Sirf gidelim diye de ‚Diyarbakir´a gider, oradan Van´a iki bucuk saatte gideriz’ diye ikna ediyorum. Bir saat sonra özel ucaktayiz .. Hareketten önce telefon aciyorum Diyarbakir´a. Soförün adi, Medeni. ‚Dört araba ayarla bize. Zincirleriniz var mi?’ diyorum. ‘Evet abi, zincir de var, her sey de.. Siz gelin hele..’ diyor.

Iner inmez Diyarbakir´a, Van´a dogru cikiyoruz yola. Tirmanirken Bitlis Daglarina, bastiriyor kar da iyiden iyiye. Sabaha karsi ikide, cikamaz oluyor arabalar. Ilk sözüm: ‚Zincirleri takalim Medeni. Ne olur, ne olmaz!’. ‚Zincir yok’ demez mi? ‚.. sen bana ‚var’ demedin mi?’. ‘Var da abi, sen bana ‘al’ demedin ki ‘var mi’ dedin!’. Caresiz, iki dagdan itiyoruz arabalari ..

Bitlis´e indigimizde saat ücü gösteriyor. Acik bir tek benzinlik var. Kendimi tanitiyor, zincir bulunmasini istiyorum. Bir telefon veriyor, ‚Parcacidir bu’ diyor. Numarayi cevirip ‘Ben Tayfun Talipoglu’ diyorum. Karsimdaki ses ‘Geliyorum Tayfun Bey’ deyip kapatiyor. Tekrar ariyorum: ‘Nereye geliyorsun?’. ‚Heyecanlandim da’ deyip adresi veriyor. Dükkani acan, 55-60 yaslarinda bir amca. Önce sarilip öpüyor ve bam telime basiyor: ‚Aksam haberlerinde Ali Kirca ‚Tayfun Talipoglu yola cikti’ dedi. Biz de ‘nereden gececek bu karda merak ediyorduk’ deyince, gözyaslarimi tutamiyorum. Artik ne soguk umurumda, ne kar.. Onun yüregi öyle bir isitiyor ki.. ‘Bu sevda beni daha cook dolandirir bu yörede’ deyip, sariliyorum sevgi dolu bedenine. Bu, kissadan hisse..




© Tayfun Talipoglu ‘Benim Yolum’ Imge Kitapevi Yayinlari 1997