Monday, May 02, 2005

Ah mine'l Aşk!


©Foto by John Perkinson


.. Eflatun aşkı "Doğumsuz, ölümsüz, artmaz, eksilmez bir güzellik'' olarak tanımlar. Bu güzelliğin, bütün dünya edebiyatları ve hatta bütün zamanları içinde en uzun süreyle konu edildiği edebiyat geleneği herhalde Divân Edebiyatı'dır. Zira Divân Edebiyatının aşkı terennümü, nitelik yönünden batı edebiyatlarından; nicelik yönünden de doğu edebiyatlarından ayrılır ve mesafelerce geniş çağrışımlara zemin hazırlar. .. Divân Edebiyatı da şiir ağırlıklı bir edebiyattır ve tabii ki baştan sona aşkın beyanıyla doludur. O, aşk konusunda söylenmemiş söz bırakmamıştır ve biz bu konuda ne söylesek, sözün ardım getiremeyiz.

.. Aşk'ın en önemli belirtisi ıstırap ve elem iken Gâlib'in tasavvufu aşkının lâzım-ı gayr-ı mufârıkı (onsuz olunamayan), bunları karşılayan ateştir. .. Şeyh Gâlib aşkın kısa tanımını veren bir kıt'a yazmıştır. Burada aşkın, insan ruhundaki zıtlıklarla nasıl şekil ve hayat bulduğuna değinilir. Kıt'a şudur:

Kevser-i âteş-nihâdm adı aşk
Dûzah-ı cennet-nümânın adı aşk
Bir lügat gördüm cünûn isminde ben
Anda hep cevr ü cefânın adı aşk


Aşk dediğin şey ateş yaratılışlı bir kevserdir. (İçmek istersin, ama ateştir.) Cennet gibi görünen cehennemin adını da aşk koymuşlar (girmek istersin, ama yanarsın). Ben "Çılgınlık" adı verilen bir lügat gördüm ki, içinde ne kadar cevr ü cefâ (ile ilgili kelime) varsa, karşılarına hep "aşk" yazılmış. İşte bütün bir tasavvufî aşkın özeti bu dört mısradadır. ..

Sözü bitirelim: Divân Edebiyatında aşk bahsi açıldığında hiçbir şairin sözü bitesi değildir. Gerçekte de bu konuda ne söylense azdır. Hani buyurmuş ya üstad; Aşk imiş her ne var âlemde!

©İskender PALA

0 Comments:

Post a Comment

<< Home