Thursday, May 05, 2005

J. L. Borges


"..the machinery of the world is far too complex for the simplicity of men"

Inferno, I, 32
J. L. Borges

From each day's dawn to dusk each night a leopard, during the final years of the twelfth century, beheld a few boards, some vertical iron bars, shifting men and women, a thick wall, and perhaps a stone gutter stopped with dry leaves. He did not know, he could not know, that what he longed for was love and cruelty and the hot pleasure of tearing things apart and the wind carrying the scent of a deer. But something in him was smothering and rebelling, and God spoke to him in a dream: "You live and will die in this cage so that a man known to me may look at you a predetermined number of times, and may not forget you, and may put your shape and your symbol in a poem which has its necessary place in the scheme of the universe. You suffer captivity, but you will have given a word to the poem." God, in the dream, illumined the animal's brutishness and he understood the reasons, and accepted his destiny: but when he awoke there was only a dark resignation in him, a valiant ignorance, for the machinery of the world is far too complex for the simplicity of a wild beast.

Years later Dante lay dying in Ravenna, as unjustified and as alone as any other man. In a dream God declared to him the secret purpose of his life and his work; Dante, filled with wonder, knew at last who he was and what he was, and he blessed his bitter sufferings. Tradition has it that, on waking, he felt he had been given - and then had lost - something infinite, something he would not be able to recover, or even to glimpse, for the machinery of the world is far too complex for the simplicity of men.

HiKaYe'yi bana Defne gönderdi. Tekrar tskler :o) Tercüme etmek istiyordum fakat yetistiremeyince ingilizce koymak istedim - ilerdeki günlerde de pek firsatim olmayacak..



’’Size sunu söylemek istiyorum; insanlarda edebiyat duygusu hic yok. Bu yüzden, bir edebiyat parcasi hoslarina gitse, hemen karmasik nedenler aramaya koyuluyorlar. İyi bir siir oldugu icin veya ilgimi ceken bir HiKaYe oldugu icin, okurken kendimi unutup icindeki kisileri düsündügüm icin seviyorum diyeceklerine, icinde gercek kirintilari, semboller, olmayan neden - sonuc iliskileri aramaya basliyorlar.”HiKaYe'nizi begendik, ama ne demek istediniz bu HiKaYe'yle?!“ diye soruyorlar. Cevap su ”Hicbir sey demek istemedim. Anlatmak istedigim, sadece HiKaYe'nin kendisiydi. Eger daha da yalin bir sekilde, daha basit kelimelerle anlatabilseydim inanin ki öyle yapardim. ”HiKaYe'nin kendisi zaten gercegidir, degil mi?! Ama insanlar bunu kabul etmiyor. Yazarlarin gizli amaclari olduguna inaniyorlar. İnsanlarin cogu - bunu kendilerine veya baskalarina söylememekle birlikte - edebiyatin Ezop’un Masallari türü yazilardan olustugunu zannediyorlar. Onlara göre, her yazi bir gercegi ispatlamak amaciyla yazilmis; sadece yazmak zevkinden veya yazarin, yarattigi kisilere veya belirli bir konuya duydugu ilgiden dolayi yazilmis olamaz. İnsanlar her türlü edebi eserin arkasinda bir tür ders ariyorlar.“.

©Borges İle Söylesi (Richard Burgin - Türkcesi: Alber Sabanoglu, Mitos Yayinlari 1994)

.. Yeniden baslayabilseydim eger
Yanliz mutlu anlarim olurdu
Farkinda misiniz bilmem, yasam budur
Anlar, sadece anlar.. Sizde ani yasayin!
(J. L. Borges)

Benden son ek;
anlarsa an'lar anlar
aglarsa an'lar aglar
sonrasi anilar.. ;o)

...