Saturday, November 19, 2005

Vizyon'a takilanlar..

Evet yavas yavas mim'lerimin sonuna geliyorum. Bu sefer ki mim bir film mim'i ve sevgili Dharma beni sobelemis :o) Blogumda burada, surada ve birde burada izledigim filmlerden bahsetmistim daha önceden. Listemin cok uzun olacagi kaygisi ile sevdigim filmlerden bir kac tanesini ve ek olarakta son 2 izledigim film eklemeyi uygun buldum.. Bir zamanin 'coming soon'lari..

Benim cok sevdigim ve sinemada ilk izledigimde oturdugum yerden kalkamadigim bir film Message In A Bottle. Beni cok etkilemisti. Her yil en az 1 defa izlememe ragmen hic bikmadim bu filmden. Benimle filmi ilk izleyen Yukako muhtemelen bu filmi coktan unuttu.. Kevin Costner'i severim. Ve bu sevgim yüzünden bir keresinde Dragonfly (Im Zeichen der Libelle) filmini sinemada yanliz (yapayanliz) izlemisimdir. Digerleri baska film izlediler - alacaklari olsun.. ;o)

LuNa PaPa. Adini dahi duydukca gülümsedigim bir film. Izlemis oldugum filmler arasinda en ucugu bu film olsa gerek. Gökten bir inek dahi düsebiliyor denizin ortasinda. Kendini ucak sanan Nasreddin (Moritz Bleibtreu) kiz kardesi Mamlakat ve babasinin HiKaYe'si. Ve bir de Alik var ;o) Cok hos ve komik bir film..


Bu filmi ilk kez 6-7 yil önce bir pazartesi aksami ZDF'te cok gec saatlerde izlemistim annemle birlikte. Ikimizde cok fazla derecede etkinlemistik. Bir anne (Kathy Bates) ve kizin babalarindan dolayi cektikleri sIkIntilari ve zorluklari anlatan dramatik bir film. Dram ve thriller bir arada. Nefis..

Ve uzun zaman sinemada izleme cabasi göstermis fakat izleyememis oldugum bir film var. Koro. Les Choristes (Die Kinder des Monsieur Mathieu). Agustosta izledim. Muzigi, HiKaYe'si,.. herseyi ile cok büyüleyici ve dramatik bir film.

En son izledigim filmlere gelince. Sinemaya geldiginin ertesi günü izlemeliydik Four Brothers'i. Kardesimin secimi idi. Basta biraz olumsuz yaklassam da filmi begendim. Suanda sinemalarda izlemek isterseniz. Kimsesiz ve sokak cocuklarini annelik yapan dünya tatlisi bir annenin 4 oglu. 4 farkli erkek kardes. Annelerin ölümleriyle tekrar kasabalarina dönüyorlar. Ve HiKaYe basliyor..

Four Brothers'i izledikten sonra kendimi iyi hissetmedim ve biraz daha naif seyler bakmam gerektigi düsüncesiyle gecen yil Jutta'nin bana hediye ettigi soundtrack'ini defalarca dinledigim ve artik izlemem gerektigini düsündügüm Polarexpress'i kiraladik. Güzel bir film fakat cok sesli geldi bana. Fikir cok güzel fakat seyirciye msj verme kaygisi etkisini gideriyor filmin.. Umariz hic birsey cocukluktaki büyüsünü yitirmez!



Ebeliyorum: Arzu'yu, Ipek'i, Basak'i. Siz hangi filmleri unutmak istemiyorsunuz?!

3 Comments:

Blogger Başak said...

Sevgili Gülşen;
Gerçekten çok güzel anlatmışsın.Ben de hiç birini seyretmedim.Ama özellikle Message In a Bottle'ı izlemek isterdim.Cd'sini bulabilirsem alayım.Sevgiyle.

21 November, 2005 08:48  
Anonymous Anonymous said...

**Bette Midler'in oynadığı "Kumsal"'da filmi...dostluk üzerine kurulu bir film...
**Tom Cruise ve Nichole Kidman'ın oynadığı "Far and Away"...duygusal...
** Çikolata filmi...
** GodFather ...
** İngiliz Hasta...
bunların hepsini defalarca izledim ve izleyebilrimde...;)
sevgiler....

24 November, 2005 09:43  
Anonymous Anonymous said...

Aramizda büyük bir yas farki oldugu halde ayni filimleri zevkle seyrettigimizi söylesem inanirmisin Yesil, bende bu filimleri devalarca seyretsem doyamam desem yeri var. Bu filimlerin konulari beni herzaman her seyredisimde sanki hic görmemisim gibi yeniden etkilemistir.
Sevgilerimle

25 November, 2005 20:53  

Post a Comment

<< Home