Thursday, June 09, 2005

Kahve'nin HiKaYe'si..


©www.tarihvakfi.org.tr

Kahvenin anavatanı, Afrika kıtasında Etiyopya'nın güneyinde adı Kaffa olan bir yerdir. Keçilerin yedikten sonra ele avuca sıgmaz bir hal almalarıyla farkedilen bu bitkiyi kesfetme bir keçi çobanina aittir..

Ortaçagın geç dönemlerinde, kahve agacı Arabistan'a getirilmis ve kahve tarımı ilk kez burada gelistirilmistir. Arabistan bölgesinde bir içecek olarak yaygınlık kazandıktan sonra, Mekke'ye hacı olmak için gelen müslümanlar aracılıgıyla kahve, Mısır, Hindistan, Endonezya ve Anadolu gibi bölgelere yayılmıstır. Arap yarımadasından sonraki ilk duragı Mısır, daha sonra ise Kanuni Sultan Süleyman'in Valisi Özdemir Pasa Yemen'den saraya tasiyor kahveyi. Kahve o zaman ki Osmanli'nin basketi Istanbul'a geliyor, burada ilk kahvehaneler 16. yüzyılda açılmıstır. Avrupa'nın kahve ile ilk tanısması Osmanlılar aracılıgıyla olmustur. Ilk kez IV. Mehmet'in bir elçisi tarafından 1664'de Paris'e götürülmüs ve XIV. Louis'nin sarayında içilmistir. O tarihlerde henüz yaygınlık kazanmamıs olan kahve, Fransız sarayı ve soylularının ayrıcalıklı bir içecegi konumundaydı. Bu ayrıcalıklı durum 1683 yılına dek sürmüstür. Osmanlılar'ın Viyana kusatmasını sona erdirdikleri dönemde, burada ilk kahvehane açıldı.

Kahvehanenin sahibi ise, Viyana'da yasayan Koltschitzky ya da Kolszyeky adında bir Polonyalıydı. Bu kisi, Osmanlılar'ın geri dönüsleri sırasında agır olan bir çok yükü, bu arada oldukça büyük miktardaki kahveyi de orada bırakmaları sonucunda, Avrupa'nın ilk kahvehanesini açmıs oldu. Viyana'da açılan, Avrupa'nın ilk kahvehanesi ünvanını elde eden bu yerin adı 'Mavi Sise' idi.

Venedikliler aynı dönemde deniz yoluyla kahveyi Istanbul'dan Italya'ya, daha sonra da Marsilya ve Ingiltere'ye kadar ulastırdılar. Böylece kahve bütün Avrupa'ya yayılmıs oldu. Büyük kentlerin hepsinde kahvehaneler açılmaya baslandı. Bu konuda Londra, Paris'e bile öncülük etti. Almanya'da ilk kahvehane Leipzig kentinde 'Kahve Agacı' adıyla açıldı. Hollanda'nın Haag kentinde aynı zamanda yazar olan Van Effen tarafından bir kahvehane açılmasıyla birlikte, kahvenin edebiyatla tanısıklıgı basladı.

©tarihvakfi

Kahvenin Türk toplumsal tarihinin de demirbasi oldu. Sosyal hayat ve iliskiler, kahvehane kültürüyle gelisti. Bugün Tahtakale adiyla bilinen Taht-ul kale, o günlerde 55 kahvehaneye ve 200 çalisana evsahipligi ediyordu, Evliya Çelebi'nin kayitlarina göre. Tarih içinde Türk Kahvesi, Türk sosyal yasantisindaki yerini olusturdugu gibi, misafirperverlik, kiz isteme gibi "allaturca" (Türk usulü) kültür ögelerini de yaratti. Kahvenin, Türk Kahvesinin tarihi, anlatmakla, yazmakla bitmez..

©www.barcinfoto.com

Tarifi: Suyu fincanla ölçerek cezveye koyunuz. Her fincan için iki çay kasigi kahve (5 gr), iki cay kasigi seker (arzuya göre) ilave ediniz. Kisik ateste kahve ve sekeri iyice karistiriniz. Bir süre sonra kabaran köpügü fincanlara pay ediniz. Kalan kahveyi bir tasim daha pisiriniz ve fincanlara bosaltiniz. Türk Kahvesi sunulurken yaninda su verilmesi gelenektir. Içilen su agzi kahve lezzetine hazirlar. Ve geleneklerinde rituellik disinda saglik acisindanda bize faydalari vardir. Kahvenin icindeki koffein idrar sökücü olmakla birlikte böbrekleri sussuz birakir. Kahveden sonra icilecek bir bardak su ile bunu telafi edebiliriz.

Baska tarifler ;o) How to make a good coffee?!

©Derleme: yEsiL1999 ve