Sunday, July 31, 2005

Haftasonu..

©Nordljus

Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dadı var
Âşık-ı sâdık benenı Mecnûn'un ancak adı var


Bende Mecnûn'dan daha fazla bir âşıklık istidadı var
Gerçek âşık benim Mecnun'un adı çıkmış
(Fuzuli)

Dün La Panse'nin yazdiklarina yorum yazarken bu sözü tam hatirlayamasamda aklima geldi. La Panse ve Jonquille sözün tamamini aktarinca bugün bu sözü yazmak istedim...

Thursday, July 28, 2005

Internetim var!




Bu gökkusagini gecen pazartesi slm verdi bize.. Persembe aksami eve döndügümde baska bir gökkusagi gülümsüyordu ufuktan asagiya.. 4 gün icinde 2 kez gökkusagi - sanirim torpilliydik bu hafta ;o)


Gökkusaginin renkleri ile..

Wednesday, July 27, 2005

Internetim yok!

Sunday, July 24, 2005

Agac olsam..


©Jasper Van Der Meij


Insan degil agac olsam
Dallarimin arasinda rüzgar esse
Yapraklarim, ciceklerim, meyvelerim olsa
Mevsimleri yasasam..


©Erkan Ogur

Friday, July 22, 2005

Bu sabah..



Şem'i ruhuna cismimi pervane düşürdüm
Evrak-ı dili âteş-i sûzâne düşürdüm
Bir katre iken kendimi umrnane düşürdüm
Takrir idemem derd-i derûnum elemim var
Mevlâyı seversen beni söyletme gamım var

Dinle sözümü sana direm özge edadır
Derviş olana lazım olan aşk-ı Hûda'dır
Aşıkın nesi var ise maşuka fedadır
Sema safa, cana şifa, ruha gıdadır ...


©Sultan Veled (Niyaz Ilahisi'nden kesitler)

Bu sabah yagmur var Istanbul'da
Gözlerim dolu dolu oluyor, bilinmez niye
Anne sözü dinler gibi masum.. ..
©MFÖ

..misali bu sabah bu diyarlarda yagmur vardi..

Thursday, July 21, 2005

Simyaci




'Yüregim aci cekmekten korkuyor..' dedi bir gece simyaciya, aysiz gökyüzüne bakarlarken. "Yüregine, aci korkusunun, acinin kendisinde de kötü birsey oldugunu söyle. Düslerinin pesinde oldugun sürece hic bir yürek kesinlikle aci cekmez!". ..






©Paulo Coelho (Simyaci - Can Yayinlari 1996 - S. 135)

Wednesday, July 20, 2005

Mukaddes'imiz..



Bir gün şu çiçekli dal dolar meyvayla
Bir gün döner istek adlı şahin, avla..
Aşk imgesi şimdi bir gelip gitse bile
Bir gün gelir.. Artık hiç gitmez - asla!
©Mevlana


Eveeeet.. Ask geldi Mukaddes'imizinde kapisini caldi. Pazar günü cok yakin bir aile dostumuzun kizi Mukaddes'imizin kinasi vardi. Ne zaman büyüdün sen?! demegede ihmal etmedik taabi ki ;o) Düün eylülün ilk haftalarinda Denizli'de olacagi icin ve bu diyarlarda tatil sezonu baslamadan yapildi kina. Konuyu cok dagitmadan kizlarimiz cok güzel bir kina düzenlemisler. Yiyecekler hazirlamalarinda annem ve ablam cuma günü yardima gitmislerdi. Kina icin cook özen göstermisler. Kiyafetleri olsun, salon dekoru olsun, cok detayli sekilde düsünülmüs ve yapilmisti. Emek sarfedenlerin ellerine ve güzel yüreklerine saglik - cok güzel olmus hersey! Cok hos ve cok güzel bir pazar günü gecirdik hep beraber! Biz ablamla Mercan Dede konserinden sabah 04.00 gibi gelsekte sanirim saat 9.00 gibi IFE tarafindan uyandirildiktan sonra ablamin bir gün önceki 'keske zamanimiz olsaydida pasta yapsaydik..' sözlerini gerceklestirdik. Ve annemle birlikte koyulduk hazirliklara. Fazla zamanimiz olmamasina ragmen sonuc icin sagdaki fotoya bakin ;o) Bu pastanin HiKaYe'sini ablamin sayfasindan daha detayli bir sekilde okuyabilirsin. O sayfasina ekleyince buraya linkini eklerim.. Detaylar ve daha cok resimler burada! Mukaddes'imizi tekrar buradan öpüyor ve cikacak olacaklari bu güzel yol icin bir ömür mutluluk diliyorum..


Sevginiz bol olsun.. Ask ile.. Mukaddes kizimiz Mukaddes ile.. :o)

Monday, July 18, 2005

Koblenz: MeRCaN DeDe



























Dünle ablam enistem, Nayhan ve Tülin'le birlikte gittigimiz Koblenz'deki Horizonte Festivalinde Mercan Dede konserindendi bu görüntüler.



Mercan Dede (Ney, Bendir, Turntables, Samples Electronic Sounds)
Memduh Akatay (Percussion) -19 years old
Hüseyin Ceylan (Percussion) - 19 years old
Göksel Baktagir (Kanun)
Aykut Sütoglu (Clarinet, Trumpet) - 15 years old
Emine Mira Burke (Dance)


Ab-i Tarab esliginde.. Mercan Dede ve grubu ile..

Saturday, July 16, 2005

Yolculuk..


©Global Rhythm


Daha evvelde haberini verdigim Koblenz'deki Horizonte Festivalinde bu aksam saat 22.00'de Mercan Dede sahne alacak..



...

Friday, July 15, 2005

Perî-şan Güzeller'den birisi..



Tatil zamani yaklasmisken TR'de okudugum ve muhtemelen orada unuttugum bir kitapciktan (Perisan Güzeller/Iskender Pala) yazi düstü kitaplarimin arasindan. Bugün koyacagim resimdeki 'Perî-şan Güzel'imiz Meryem'cikle uyustugu icin eklemek istedim. Perî-şan kelime anlamiyla daginik, karmasik anlamina gelsede buradaki anlami: peri gibi güzel olan şani pericesine yüksek bulunan anlaminda.

Kitapcikta denilmiski: "Perî-şan Güzeller, peri kızlari gibi şan alip nam vererek, uzunca bir tarih macerasinin tam merkezinde, altin islemeli duvarlarin arasinda yasamislardi. ..Bir görünüp bir kayboluveren peri kızlarinin izinde eski bir masali yeniden yasamak üzere derlendi..".

Sali günü IFE ile ilk kez bebekli bir eve ziyarete gittik. Sükran ve güzel kizi Meryem'cikteki ziyaretimiz iyi ve zararsiz gecti. Sadece evden alel acele ciktigimizdan olsa gerek Sükran icin almis oldugum buketi ve birde kitabi götürmeyi unutmusum :o( Neyse artik bir daha ki sefere götürürüm..

Minikler ile.. Dostluk ile..

Tuesday, July 12, 2005

Kahvelerinizi nasil icersiniz?!



Aşıklık ister nefsani olsun, ister ruhani; sonunda bizi ötelere götürecek bir rehber, bir klavuzdur.. (Mesnevi, I / 109—111)


Türk kahveside sanirim benim nefsani asklarimdan birisi ;o) Fincanlardanda anlasildigi gibi bugün aksam Nayhan'daydik. Gecen hafta konusmada tanistigim adasim türkmen yemegi yapacakti. Bizde bir türkmen kizinin elinden türkmen yemegi yiyecektik. Fakat programda degisikler olmus bizde Nayhan'in (fotodaki) hazirladigi leziz yemeklerini yedik (ellerine saglik arkadas!). Güzel türk kahvelerimizide saolsun kahve ustamiz Nese yapti :o) Sohbet biraz uzun sürdü ablamda vardi.

Güzel dostluklar ile.. IFE'li güzel günler ile.. Türk kahvesi ve sohbet ile..

Sunday, July 10, 2005

Football Weekend



Dün baslayan ve bugün sona eren futbol turnuvasinin 2. gününe katildik. Annemler dünde gitmislerdi. Bu cevrenin türk takimlarindan 20'nin üzerinde karma takimlar birincilik icin oynadilar. Gecen yilin birincileri bizim kasaba takimida bu yil 2. oldu. 3:2 kaybettiler final macini.. :o( Hic futbol izlemeyen ve sevmeyen ben dahi heyecanlanmistim..

Kücüklerde büyükler dinlenirken 15 dakikalik bir mac yaptilar. Kizlar erkeklere karsi ve kizlar (fotoda pembeliler) maci kazandilar :o) Gururluyuz kizlarimizla!



Bunlarda minik futbol izleyicileri. Mümkün derece futbol oynanan sahaya yakin oturarak izlediler maclari..


En cok yorulanlar bayanlardi. 2 gün boyunca eslerini hem futbol oynarken desteklediler ve ayni zamandada gelen seyircileri doyurmak icin hic bos durmadilar. Gruplar halinde hic durmadan yapilan börekler ve evden yapilip gelinmis bin bir cesit pastalar, börekler, taze pisirilen caylar, kahveler,.. satilisa sundular. Emeklerine saglik!


Minik IFE'de haliyle güzel zaman gecirdi. Cumartesi aksami anne babasida gelen IFE, turnuvanin sonuna dogru bol bol top oynadi.. (Fotodakiler: IFE ve annesi)






Güzel ve günesli bir pazar günü ile..

Friday, July 08, 2005

Cocuk Gönlüm..


©John Perkinson


Cocuk gönlüm kaygilardan azade
Yüzlerde nur, ekinlerde bereket
At üstünde mor kaküllü sehzade
Unutmaya basladigim memleket

Sakagimda annemin sicak dizi
Kulagimda falci kadinin sözü
Göl basinda padisahin üc kizi
Alaylarla Kaf dagina hareket..



©Nazan Bekiroglu (Nun Masallari - Timas Yayinlari 1997)

Thursday, July 07, 2005

IFE'nin Cicileri..



IFE Padisah, U. ve E. ailelerinin 1. ve 3. torunlari. Dogum tarihi Göttingen sifahanesi tarafindan 06.06.2003 olarak kaydedilmistir. Babasi, Sultan Y. Han, annesi ise Sariogullar torunu Dilek Hatun'dur. Padisah IFE, kücüklügünden itibaren devrin en yüksek alimlerinden ders almasada; ev karistirma ve dagitma ilimlerinde basarili bir cocuktur. 2005'te 3 haziranda dede Sehzade A. Han ve anneanne S. Hatun tarafindan dil ögrenmek icin kisa süreligine Almaya'ya tayin edildi.

Burada dede Sehzade A. Han ile uzun yürüyüslere ciktilar ve cikmaktalar. Vesait-i nakliyyeye karsi büyük meraki olan IFE Padisah firsat buldukcada sarayda yasayan diger Hatun ve Han'lar tarafindan gezdirildi. Onunla sabahtan aksama kadar anneanne S. Hatun ilgilendi. Ara ara Sehzade A. Han ve S. Hatun'unun cocuklari Gülsen Hatun ve Hrauf Han ile de zaman gecirdi. Ilk günden bu yana cok ilgisini ceken Gülsen Hatun'un dolap ici gibi bölgelerinde barindirdigi hazineleri ile cok vakit gecirdi. Ve zamanla bu hazinenin üzerindeki hükümdarligini ilan etti. Gülsen Hatun, yegeninin kuvvetli oldugunu bildigi icin orayla alakadar olmayip bilgisayari ile mesgul oldu ve IFE Padisahtan cektigi bir kisim suretleri günlügünde yayinladi :o)

IFE Padisah, sert bir cocuk diildi. Anneannesi S. Hatun ile bütün gün dü-da dü-da'lar oynayip, top ile goool'ler atardi. Balonlara karsi büyük bir ilgisi ve meraki vardi. Makul hareket eden, cok sabirli olmayan, azim ve irade sahibi, sözüne ve vadine sadik, nazik, vakur ve güleryüzlü bir padisahti. Yalniz ailesine diil, cevresinide kendisini sevdirerek itimat telkin etmis ve saydirmistir. Onun hakkinda tarihte baska yabanci kaynaklar da iyi sehadette bulunmaktadirlar ve onun dirayetinden, sebatkarligindan, iyi ahlakindan ve daha bircok meziyetlerinden bahsetmektedirler. Kücük ve büyük sayisini bilmedigimiz oyun muharebelerinde bulunmusturdur. Dayisi Hrauf Han'i da cok kez yendigi rivayet edilmektedir. Emellerinin en basinda sözünü gecirtmek yer aliyordu ki, bu gaye icin calismis ve büyük ölcüde muvaffakiyet elde etmistir.

Suanda dede Sehzade A. Han ve S. Hatun'un sarayinda, Gülsen Hatun ve Hrauf Han ile kisa bir zaman icin birlikte yasamaktadir. Anne Dilek Hatun ve baba Y. Han ise yakinda ogullari IFE Padisahin ziyaretine geleceklerdir..

Wednesday, July 06, 2005

Muzigin Denizi'nden..



Bochum'daki Kemnade Festivalinden önce yayinlamak ve sonra daha zaman var diyerek erteledigim bir festival haberi ile baslamak istiyorum.. Festivallerin bazilari bize uzak olsada güncel olaylar bölümüme eklemek istiyorum..

La Mar de Músicas (Muzigin Denizi) adli festival var suanda. Ispanya'nin Cartagena sehrinde düzenlenen 11. festivalin bu yil ki konuk ülkesi Türkiye. Kudsi Erguner, Burhan Öcal & Trakya All Stars, Sezen Aksu, Mercan Dede, Ömer Faruk Tekbilek, Erkan Ogur & Ismail H. Demircioglu, Kardes Türküler, Harem (festivalin kapanisini yapacak), Orient Expressions, Baba Zula, Oojami'nin de aralarinda bulundugu sanatcilar katilacak yada katildi bile birkaci :o) Cünkü festival gecen cuma (1 temmuz) Oojami ile acilisini yapti. Ardindan pazar günü Kudsi Erguner ve grubu sahne aldi ve bu aksamda sira Burhan Öcal & Trakya All Stars'da. Festival 23 temmuza dek sürecek. Festivalde türk muziginin yanisira türk kültürü, mutfagi, sinemasi tanitilacak ve bir cok film gösterilecek. Istanbul Galata Mevlevihanesi 13.7.'de sema gösterileri ile renk katacaklar.. Daha detayli bilgi burada!

Diger festival ise biraz uzun soluklu bir festival. Festivalin gerceklestigi yer Berlin. Suanda orada Museuminselfestival, dünyanin en uzun OpenAir (acik hava etkinligi) gerceklestiriliyor. Muzigin yaninda, tiyatro ve sinema filmleri gösteriliyor. Mayista basladi ve eylüle dek sürecek..

Ve son festival haberi benimde arkadaslarla birlikte gidecegim, Koblenz'de Festung Ehrenbreitstein'da 15.-16.7. tarihlerinde gerceklesek Horizonte Festivali. Festivalde 16.7. saat 22.00'de Mercan Dede sahne alacak..


'Muzigin Deniz'inden Türkiye Sesleri ile.. Festivaller ile..

Monday, July 04, 2005

Coca Cola HiKaYe'si..


©Bilinmiyor (kitap kapagi)

Dünyada 'ok!' kelimesinden sonra en cok 2. taninan kelime Coca Cola. Vaktiyle 40$ alinabilen hisse senetleri suanda 1.3 milyar Euro degerinde :o) Bende bir Coca Cola (light) icisiyim. Dün aksam CocaCola hakkinda güzel bir reportaja denk geldim..

Coca Cola surubunun bulucusu John Stith Pemberton, mide hastasi ve morphin bagimlisi bir kisiymis.Aslinda amaci kendini bu hastaliktan kurtarmak icin bir ilac bulmak olan Atlanta'da yasayan bu eczacinin, sanirim o zamanlar dünyanin en ünlü ve en cok icilen icecegini yaratacagini bilmiyordu. 8 mayis 1886'da ilk kez bu suruptan yapilan sodali icecek, soda barlarinin vazgecilmez icecegi olmus. O zamanki günlük bir ciftcinin tarlada kazandigi yevmiyesiyle es fiyatta olmasina ragmen cok hizli derecede ün kazanmis. 29 mayis 1886'da ilk kez gazetelere ciktiktan sonra cok hizli bir sekilde etraf sehirlerede yayilmis. 1888 yilinda asil bulucusu öldükten sonra baska bir eczaci Asa Griggs Candler 2.300$ karsiligina Coca Cola'nin tüm haklarini almis ve 1892 'The Coca-Cola Company' kurmus.Bir yil sonrada Coca Cola ismini markalastirmis ve 1896'tan itibarende komsu ülkelere ihracatina baslatmis ve o yüzden 1906 yilindan itibaren kokainsiz üretilmis. Coca Cola'nin 120 yillik sirri hala bugüne kadar cözülememis. Onca taklit markalara ragmen hic kimse bugüne kadar o sirri cözememis. Pepsi dahi hic bir zaman Coca Cola'nin satislarina yakalayamamis. Bu gizli tarif suanda Amerika'da saklaniyor. Üretilen surup 'siyah altin' diyorlar adina, 200 ülkeye gönderiliyor ve burada fabrikalarda Coca Cola üretiliyor. Almanya'da 21 tane fabrikasi olan Coca Cola günde 1.3 milyar adet satiliyor. Su aralar belirli yerlerde alinabilecek CokeLight Art Edition siseleri burada!

Ve hakkinda söylenenlere karsi deniliyor ki; Cola'nin icinde 50 tane kesme sekeri yokmus - sadece 10%'u sekermis bu icecegin ;o) Bir et parcasinin 2-3 gün icinde erimesine gelincede; her sodali icecekte olabilecegini söylüyorlar. Yani sirf soda icinde ayni seyin olabilecegini anlattilar -> eti eriten CO2.



Ben saglikli ve sagliksiz diye bir yorum yapmayacagim.. Kesinlikle sekerli, asitli limonata kadar sagliksizdir. Taze sIkIlmis aninda tüketilecek bir meyve suyu kadar saglikli olmadigi kesin. Fakat sehir efsanelerindeki kadar zararli olmadigini bilmek iyi.. Cünkü benim cok sevdigim vazgecemedigim (vazgecmekte istemedigim) bir icecek. Sanirim burada icilen miktar önemli. Günde sadece bu tür sivilar tüketiliyorsa saglikli olmadigi kesindir. Ama diger taraftan zaten az bucuk saglikli yasiyorsaniz, saglik düzeninizi bozmayacaktir..

Cola Cola'nin efsunlu HiKaYe'si ile.. :o)




ps: Nahnu Bey'lerde bugün Blue Soft Drink'ler (Pepsi) hakkinda bir post okudum.. Oraya buyrun!